8 Mart 2010 Pazartesi

invictus


İnvictus, Nelson Mandela'nın 28 yıl sonra hapisten çıktıktan sonra, başkan seçilmesi ile birlikte, beyaz ve siyah insanlar arasında köprü kurmak için ülkenin rugby takımına verdiği desteği konu alıyor. Matt Damon takımın kaptanı. He ne kadar filmde asıl niyet Nelson Mandela'nın ırkçılıkla olan mücadelesini ifade etmek olsa da, bu insanın gözünün içine sokulmadan, duygu sömürüsü yapılmadan anlatılmış. Filme sporun birleştiriciliği diye bile bakabilirsiniz. Clint Eastwood, filmi barışcıl şekilde çekmiş. Diğer ırkçı mücadeleler hakkında izlediğimiz filmler gibi, içimizde kimseye karşı öfke dalgalanmaları olmuyor. Filmin en çok bu kısmını sevdim. Bazı sahneler biraz uzatılmış veya bazıları hızlı geçilmiş ama genel olarak sıkılmadan , keyifle izlenesi bir film. Morgan Freeman gerçekten başarılı, Oscar'ı haketmişmiydi, bilemiyorum, lakin hala Crazy Heart'ı izleyemedim. Matt Damon'ı kaptanlığa oturtamadım, fazla ruhsuz geldi bana.

Adını William Ernst Henley'in şiirinden almış, şiir de gayet güzelmiş.

out of the night that covers me
black as the pit from pole to pole,
i thank whatever gods may be
for my unconquerable soul.

in the fell clutch of circumstance
i have not winced nor cried aloud,
under the bludgeonings of chance
my head is bloody, but unbowed.

beyond this place of wrath and tears
looms but the horror of the shade,
and yet the menace of the years
finds, and shall find me, unafraid.

it matters not how strait the gate,
how charged with punishments the scroll,
i am the master of my fate
i am the captain of my soul.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails