16 Ekim 2010 Cumartesi

domatesli ekmek

Çok sevgili blog takipçilerim(hah siz yoktunuz değil mi) bu sabah kahvaltıda domatesli ekmek yaptım ve ilk kez sizinle bir tarif paylaşayım dedim. haha .. vasat hayatımdan ancak bunu yazmaya layık buldum. (ne mutlu size)

öncelikle bir kapta 1 yumurta, bir kase kadar beyaz peynir,bir tutam maydonoz, biraz pul biber, küp küp doğranmış domates ve yeşil biber veya kırmızı biberi az biraz tuz ve zeytinyağı ile karıştırın, bulamaç haline getirin. sonra ince ince kestiğiniz  ekmek dilimlerin üzerine sürün ve maksimum derecede 20 dakika fırında pişirin. sonra afiyetle eğer ki var ise sevdiklerinizle güzel sohbetler eşliğinde yiyin. (bunun tarifi yok )

günün sözü eklemek istedim. dur düşüneyim..hmm. düşündüm düşündüm.  kuru ekmekte olsa yediğin, sevdiğin ile  bal kaymaktır yediğin..hahah.. beceremedim. ama bence anlaşıldı.

13 Ekim 2010 Çarşamba

This is England

http://amonka.blogspot.com/2010/09/shane-meadows-ile-this-is-england-ve.html tavsiyesi ile izlendi. yeteri kadarı amonka tarafından soylendi.

9 Ekim 2010 Cumartesi

kabuğunda..

İnsan kendine yabancılaşır mı? Yada en sevdiklerine? Yaşadığı hayata? Oluyor bazen.. Kendi yaşadığın hayatta, başkasının çektiği bir filmin figüranı gibi, başrolde olduğunun farkında olmadan, serüvenin kendiliğiden akıp gitmesini beklerken buluyorsun bazen. Sesini duymak istemiyorsun kendinin yada kolunu kaldırmak. Günaydın demek içinden gelmiyor, gün aysın istemediğinden. Değişsin yada düzelsin yada daha iyiye gitsin diye çabalamak istemiyorsun. Hatta başkası bile çabalasın istemiyorsun. Sadece tek kare görünen, önemsiz bir karakter gibi, unutulup gitmek istiyorsun..

Umudunu kaybettiğinden mi?
Yorulduğundan mı?
Beceremediğinden mi?
Küstüğünden mi?

Kayboluyorsun..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails