3 Eylül 2010 Cuma

Eylül.

Gözü yaşlı geldi Eylül, İstanbul'un terden sırıksıklam olmuş koynuna. Başını omzuna dayadı, ısındı biraz, biraz bıraktı ağlamayı, biraz gülümsedi, sonra yine anımsayıp, içine doğuştan serpiştirilen hüznü, yine ağladı. İstanbul elinde olsa tüm çocuklarını tutar yanıbaşında, arka bahçesinde yarenlik yaptırırdı Eylül'üne. İçlerinde en çok ona kıyamazdı. Hüzünlerin melankolik kızıydı Eylül.Şiirleri özlem kokardı, yanıbaşında dursa da sevdiği, güneş gözüne de girse, şalı eksik olmazdı omuzlarında, kalabalıkta olsa yalnızdı, tatlı da olsa ekşiydi tüm yedikleri. Elinden emziği alınmış küçük bir çocuk gibiydi.

Ama güzeldi. Tüm erkekleri peşinden koşturacak kadar güzeldi Eylül. Ne bir ruja, ne süslü bir bluza ihtiyacı vardı. Sadeliği ve hüznüyle bir presnses gibiydi.. İçlerinde en güzeli oydu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails