23 Mayıs 2011 Pazartesi

Meleğim

Geçtiğimiz haftasonu, hayatımın ilk ve daimi aşkı anneannemi alıp İstanbul'a getirmek için Ankara'ya gittim.Teyzelerin birtanesi Muki'm de, anneanneme değişiklik olsun diye hep beraber Eskişehir'e günübirlik bir ziyaret fikri ortaya atınca, hemen kabul ettim. Cumartesi günü, anneannem , Muki'm ve tontoş teyzemle trene atladık. Bizi orada kuzenim karşıladı ve bütün gün Eskişehir'i dolaştık. Çok güzeldi.Bol bol yürüdük. Ama anneannem hiç yoruldum demedi. Yaşına ve sağlığına rağmen hiç şikayet etmedi.Günün sonunda trene binip Ankara'ya dönerken, hızlı gitmesi gereken tren, aheste aheste yol alırken, ben oflamaya başlamıştım ki, anneannem şikayet etmenin anlamsızlığı üzerine genel bir konuşma yaptı. Sözleri beni hedef almıyordu elbette, ben onun biricik torunuydum. Ama ben kendime dersler çıkarmayı bildim. Madem ki, tren yavaş gidiyordu, biz keyfini sürmeliydik. Yol kenarındaki evleri inceledik. Dikilen bitkilerin neler olduğu hakkında tahminler yürütmeye çalıştık. Sonuçta yol bitecekti, önemli olan sağ salim eve varmaktı.Sonunda evimize vardık. Ertesi gün  kalabalıklaşan aile saadetimizin de tadını çıkardıktan sonra , pazartesi günü otobüs yolculuğu ile İstanbul'a döndük. Sanırım hayatımın en huzurlu ve en kısa yolculuğu idi. Çünkü yanımda anneannem vardı.

Salı gününü sakin sakin evde geçirdikten sonra, dün de deniz dolu bir gün geçirdik. Önce boğaz turu yaptık, anneannem ile birlikte. Sonra Kız Kulesine gittik. Bizi götüren tekne o kadar küçüktü ki, çok sallamdı ve ben yanımda anneannem olduğu için çok korktum. Yüzme bilmiyor ve ben felaket tellalı olduğum için sürekli tekne batarsa gibi olmayacak senaryolarla 10 dakikalık yolu korkunç  geçirdim. Bir yandan anneannemi ürkütmemek için sakin durmaya çalıştım. Karaya çıktığımızda, korktuğumu anneanneme söyledim. O elbette korkmamıştı. "Olacağı varsa olur, neden korkayım" dedi. "Ben seni yerim anneanne" demedim. "Ben sana bir şey olursa naparım" diye düşünüp daha çok korktum. Yaşlanmak beni korkutuyor. Çünkü ben yaşlanırken sevdiklerim de yaşlanıyor. Bir gün karşımıza acı bir şekilde çıkacak olan ölümler daha çok yaklaşıyor. 30 yaşında da olsam, daha da çok yaşlansam ayrılıklara hazırlıklı değilim, olamam. Dedemi kaybedeli 7 yıla yakın oluyor. Hala alışamadım. Hala dün kadar yakın son görüşmemiz. Anneannemin varlığı , onun yokluğuna katlanmayı kolaylaştırıyor.Çünkü hala anneannemle konulurken, sanki yanında dedem varmış gibi hissediyorum. Ölüme bir çare bulamadıktan sonra, gelişen teknolojinin ne faydası var.

Aslında onu ne kadar sevdiğimi anlatmak için başladığım yazımda yine korkularım başrolu kaptı. Hep böyle oluyor. Bir türlü büyüyemiyorum belki de. Hayatımın en sıcak günlerini yaşadığım çocukluk günlerimi bile, onlardan uzaklaştığım için hüzünle anıyorum. Anneannem yanımda,yanımda olduğu için çok mutluyum ve inanılmaz bir huzur duyuyorum. Ama aklımdan geçen kötü düşünceler , mutluluğuma gölge düşürmeye çalışıyor. Ayrılıklar hiç olmasın , biz hep birlikte olalım istiyorum.

Anneannem, sen bu yazıyı hiç okumayacakta olsan, seni çok sevdiğimi yazmak istiyorum. Bir gün senin kadar yaşadığımda, belki benim de bir torunum olursa, ona senden bahsediyor olacağım. Sen benim kahramanımsın! İçimdeki bütün iyiliklerin sebebi sensin.  Sen hayatımın en kötü günlerinde bile, beni hayata bağlayan meleğimsin. Sen zaten bir meleksin, ama en çok benim meleğimsin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails