22 Nisan 2011 Cuma

hala yoksun..

İki yıla iki aydan az bir zaman kaldı, aramızdan ayrılışın. İnsan her şeye alışıyor, yokluğuna da alıştık. Hala  hatırlıyor ama senden daha az bahsediyoruz. Acaba herkeste benim kadar aklından geçiriyor da, benim gibi bahsedemiyor mu, bilmiyorum.Ama öyle olduğuna eminim. Bazen herkesi toplayıp, senin için ağlamak istiyorum. Kendi kendime değil, eskiden olduğu gibi hep birlikte oturup, yokluğuna ağlayalım istiyorum. Sen de seni unutmadığımızı, hala acı çektiğimizi gör istiyorum. Sanki bu hayatın böylesine çabuk yoluna girmiş olmasından suçluluk duyuyorum. Senin seçimindi, biz devam etmeliydik diye düşünemiyorum. Sanki seni ölüme el birliği ile göndermişiz gibi, ölümün yüzünden duyduğum suçluluk duygusundan kurtulamıyorum. Çoğu zaman seni düşünerkeni beraber geçirdiğimiz güzel anları değil, ama o güzel günlerde bile sana bakıp seni göremeyişimize takılıyorum. "Biz hiçbir şeyin farkına varamadık" diyorum. Kör olmayı, susmayı, aldırmamayı asla tercih etmeyen biri olarak, neden sana uzanamadım diye kendime kızmaktan alıkoyamıyorum kendimi.Diğerlerine oranla daha çok farkına varmalıydım diyorum. Çünkü insanın bazen ölüme ne kadar yakın olabileceğini onlardan daha çok biliyorum. Bazen insanın nefes almak için çaba harcaması gerektiğini biliyorum. Çok büyük acılar yaşamayan insanların anlayamacağı "yok olma" ihtiyacını biliyorum. Ölümü, başkalarına vereceğin acı olarak değil, aksine  rahatlama duygusu olarak görülebileceğini biliyorum.Ölüme giderken hissettiklerini düşündüğümde dayanamıyorum. İnsan kendi canına nasıl kıyabilir? Bunu bencillik olarak gören insanları anlıyamıyorum. İnsan, geleceğinden, sevdiğinden, hayallerinden bencillik ederek vazgeçebilir mi? Seni, bilemediğim ve göremediğim her şeye rağmen, herkesten daha çok anlıyorum. Belki de bu yüzden herkesten daha fazla suçluluk duyuyorum. Çünkü elini birimiz tutabilseydik, böyle olmayacaktı. Sen, ne kadar saklamış olsan da, ne kadar bize hep gülümsemiş olsan da, biz, sadece birimiz, gözardı etmeseydik bu normalliğini, böyle olmayabilirdi. Acımızla yapamadığımız hesaplaşmaları şimdi daha net yapabiliyorum. Elbette bir suçumuz yoktu, elbette sebebi biz değiliz, ama bizi iyi bir dost olmaktan alıkoyan ne vardı?Anlatılana yada görünene ikna olunarak, ağlayana omuz verererek , sadece derdini anlatana derman olmaya çalışarak  dost olunur mu?Biz, hiçbirimiz iyi bir dost olmayı beceremedik. Diğerlerinden daha çok, görünenden daha fazlasını görmesi gereken bendim.İnsan psikolojisinin insanı nerelere taşıyabileceğini ben biliyordum çünkü. Ama nelerle meşgldüm ki böylesine kör olabildim? Bu beni kötü biri yapmaz muhakkak ama gerçeği de değiştirmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails