En sevdiğim filmler arasına uzun zamandır bir film girmiyordu sanırım. Temple Grandin girdi. Otistik bir gencin gerçek hayat hikayesini anlatıyor film. Temple, annesinin de çabası ile, hayata küsmeyi değil, hayatta bir iz bırakmayı tercih ediyor. her şeye nesnel olarak bakan, resmederek algılayan Temple, başkaları tarafından hor görülmesine, alaya alınmasına rağmen hiç pes etmiyor. Başkalarından eksik olmadığını sadece farklı olduğunu biliyor. Çektiği acı ve sıkıntıları kullanarak değil, gücünü, zekasını ve sevgisini kullanarak insanlara ulaşıyor.Üstelik kendi mücadelesine hayvanların haklarını da ekliyor. "Doğanın kanunları vahşi olabilir ama biz öyle olmak zorunda değiliz" diyor ve zekasıyla onu anlama kapasitesine (insanlığına) sahip olmayan insanları bile ikna etmenin yollarını buluyor.
Filmi izlerken kendinizi onun dünyasına sokabilmeyi ve ona yardım edebilmeyi istiyorsunuz ama Temple'in bizim yardımınıza ihtiyacı yok.Ama bizim onun yardımına ihtiyacımız olmadığını söyleyemem.
Bu filmi mutlaka izleyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder