16 Ocak 2010 Cumartesi

yokluğunda...

Senin yokluğunda sevdiğinin doğumgününü kutladık dün. "Beraber yaşlanalım" derdin hep, senin sözündü bu. Ne çok severdim böyle söylemeni. Hep derdim "en güzelini sen söyledin" diye. Ama tutamadın sözünü. Hep tutardın oysa ki. Hep yanımızdaydın. Ağlarken teselli eden hep sendin. Hep avuturdun bizi, hep umut verirdin. "Beraber yaşlanalım" diyemedim dün. Sen yoktun çünkü. Beraber yaşlanamayağız artık, sen hep genç kalacaksın. Hayalini kurduğumuz geleceğin bir parçası değilsin artık. Sevdiğinin hayalini kurduğu bir geleceği yok artık. "Mutlu yıllar" bile diyemedim, "iyi ki doğdun" diyebildim ancak, mutlu bir geçmişimiz vardı ama sanki mutlu bir gelecek yok artık. Böyle olmamalıydı.

Geçen sene bugün aklımdaydı bütün gün. Beni arayıp "pasta alacak mısın" diye sordun, çekingen, mahçup. Paran yoktu. Hep ettiğimden daha çok nefret ettim paradan o an, şimdi daha da çok ediyorum. Sen sahip olduklarından çok daha fazlasıydın ama anlatamadım sana bir türlü. Şimdi kahroluyorum sana bunu anlatmanın bir yolunu bulamadığım için.

Hayat yine devam ederken senin içinde olmadığını, öylecene kaybolup gittiğini kabul edemiyorum. Aklım almıyor. Zamanla daha da ağır geliyor yokluğun. Zamanla değişmiyor çünkü gerçek, sen geri gelmiyorsun. Her an içimde başka bir kayıp yaşamanın korkusuyla nefes alıyorum. Umut vermeye çalışıyorum sevdiğine. Ama kendi kabul edemediğim gerçeği ona anlatmanın ve düzeltmenin yolunu bulamıyorum.

Biz çok değiştik, hissediyorum. Herkes göremiyor bunu. Yine birbirini üzmeye devam ediyor insanlar. Yine konuşuyor ama duymuyorlar. Bakıyor ama görmüyorlar. Tıpkı bizim seni göremediğimiz, anlayamadığımız gibi. Bunun pişmanlığı ile yaşıyoruz artık, bunun acısıyla yaşlanacağız artık. Özleyerek, üzülerek..

Sevdiğin onu izlediğini sanıyor, ben beni dinlediğini..Eskiden olduğu gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails