1 Mart 2010 Pazartesi

82. Oscar Ödülleri - Adaylar

7. Mart günü Oscar Ödülleri sahiplerini buluyor. Henüz filmleri izlemedim ama pazar gününe kadar bir kaçını izleme şansı bulmaya çalışacağım. İşte Adaylar:

En İyi film

The Hurt Locker/Ölümcül Tuzak
Avatar
An Education
District 9/ Yasak Bölge 9
The Blind Side
Inglourious Basterds/ Soysuzlar Çetesi
A Serious Man
Up/ Yukarı Bak
Up in the Air/ Aklı Havada
Precious: Based on the Novel Push by Sapphire



Avatar çok çeşitli tartışmalara neden oldu..Anti-empryalistliğinden, solculuğuna, günah çıkartmadan, depresyona soktuğuna hatta çalıntı olduğu iddialarına kadar çok şey söylendi. Teknolojisiyle bilim kurgu alanında başarılı bir filmdi. Ama hikayesi zayıftı. 10 yılı aşkın süre yeterli teknolojiyi beklerken keşke hikayeyi de kuvvetlendirselermiş. Diğer filmleri izlemedim, Oscar'ım şimdilik Avatara değil. Bakalım.. 


An Education: Filmi, kötü ve sıkıcı olduğu önyargısıyla seyretmeye başladım. Ne sıkıcı ne de kötüydü. Ama tam yerli yerine oturmamış bir filmdi bence. Film lise eğitimi alan Jenny'nin gelecek hayallerinin bir anda değişmesini konu alıyor. Jenny (Carey Mulligan ) rolüne fazlasıyla yakışmış ve hakkını vermiş ama  Oscar'ı almasını tercih emem, lakin hala Meryl Streep hakediyor bana göre. Ancak David (Peter Saarsgaard) felaket kötüydü bence. Filme hiç yakışmamış. Hiç haz almadım kendisinden. Geçenlerde Orphan'da seyretmiş ve orada da beğenmemiştim. Tepkiler, ifadeler çok başarısız. Hani bu filmde öyle oynadı desen diğer filmlerinden de biliyoruz. Neyse kısacası olmamış. Jenny gibi akıllı bir kız , her ne kadar kendisinden beklenmeyecek aptal bir karar vermeye kalkıyorsa da, bu anlaşılabilir. Kafasının karışık olması, bir anda hayallerindeki gibi istediği filmi izleyebilen, istediği kitabı okuyabilcek bir kıza dönüşmesinin kısa yoluna kendine kaptırmış olması anaşışabilir. Ama lütfen Jenny gibi akıllı, şeker bir kızın, David gibi donuk, yaşlı, sevimsiz ve düzenbaz bir adama aşık olması, aşık olduğunu zannetmesi ve onun için planlarından vazgeçmesi. Nope, gitmemiş. Filmin inandırıcılığına gölge düşürmüş derim ben. Oscar'a gitmez.



The Hurt Locker : Uzun cümleler kurmaya gerek duymuyorum. Çok kötü bir film. Oscar almamasını diliyorum ama favori gösteriliyor. Bu akşam bence Oscar anlamı olan bir ödül mü yoksa sadece Amerikalıların siyasi duruşlarına mı hizmet ediyor onu göreceğiz. Filmde insanı etkileyen tek bir sahne yok. Bir savaş filmi çekiyorsun ve içinde hiç duygu yok. Teknik olarak savaş ortamı, patlamalar vs başarılı ama. Ama buram buram Amerika kokuyor. Madem Irak savaşından yola çıkıp film çekeceklerdi, o zaman önce neden Irak'ta olduklarını anlatmayı deneselerdi. Sanki oraya insanları kurtarmaya gitmişler, kendi canlarını tehlikeye atıyorlarmış hissi vermek için kasmışlarda kasmışlar. İnsan neredeyse milli savunma içinde olduklarına inanacak. Iraklı küçük çocuk için Amerikalı asker canını tehliye atıp, çocuğun ölümünde sorumlu olanların peşine düşüyor, üzerinde bomba olan adama, kendi hayatını tehlikeye atarak yardım etmeye çalışıyor falan. Zaten nüfusunun büyük çoğunluğunun dünyadan bir haber olduğu Amerika'da böyle sözde kahramanlık filmlerini halka yutturabilirler. Biz almayalım..


En İyi Yönetmen


James Cameron (Avatar)
Kathryn Bigelow (The Hurt Locker)
Quentin Tarantino (Inglourious Basterds)
Lee Daniels (Preciosus)
Jason Bateman (Up in the Air)



En İyi Erkek Oyuncu

Jeff Bridges (Crazy Heart)
George Clooney (Up in the Air)
Colin Firth (A Single Man)
Morgan Freeman (Invictus)
Jeremy Renner (The Hurt Locker)

En İyi Kadın Oyuncu


Sandra Bullock (The Blind Side)
Helen Mirren (The Last Station)
Carey Mulligan (An Education)
Gabourey Sidibe (Precious)
Meryl Streep (Julia & Julia)


Sandra Bullock "The Blind Side" ile En İyi Kadın'a adayken, "All About Steve" ile Altın Ahududu (Razzie) Ödülleri il En Kötü Kadın Oyuncuya aday. Her ikisini de izlemedim. Sandra Bullock'ı severim. Onun o sade, bizden biri hallerini seviyorum. Filmleri izledikten sonra yorumda bulanacağım. Ama yine de ""en kötü"yü ona yakıştıramıyorum:)

The Blind Side : Film, Michael Oher'in başarı öyküsü. Ama asıl olan Leigh Anne Tuohy'nin insanlık dersi. Konusunu bile okumadan seyretmeye başladım. Siz de öyle yapın. Gözlerim de doldu kahkahalar da attım. Sandra Bullock, Oscar alır mı? Başarılıydı ama bence almasın. Ama Quinton Aoron, En İyi Erkek Oyuncuya aday olabilirdi. Hatta alabilirdi bile. Yazık olmuş. Muhtemelen biraz daha üne kavuşması lazım adaylık için:(





Merly Streep filmde çok başarılı ve film de çok şekerdi bence. Aday olmasına sevindim.



En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Matt Damon (Invitus)
Woody Harrelson (The Messenger)
Christopher Plummer (The Last Station)
Stanley Tucci (The Lovely Bones)
Christoph Waltz (Inglourious Basterds)


En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu


Penelope Cruz (Nine)
Vera Farmiga (Up in the Air)
Maggie Gyllenhaal (Crazy Heart)
Anna Kendrick (Up in the Air)
Mo'Nique (Precious)

En İyi Orijinal Senaryo


The Hurt Locker (Mark Boal)
Inglourious Basterds (Quentin Tarantino)
The Messenger (Alessandro Camon ve Oren Moverman)
A Serious Man (Joel Coen ve Ethan Coen)
Up (Bob Petersan, Pete Docter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails