19 Mart 2010 Cuma

Vasiyetname

Dün başıma pencereme düştü, şaka gibi, kendi evimde kaza kurbanı olacaktım neredeyse. Bütün gün akşama kadar çeşit çeşit senaryolarla günü geçirip eve geldiğimde, artık kurduğum senaryoların karamsarlığından olacak, enerjim tamamıyla tükenmiş, baş ağrım artmış ve sağ gözüm bulanıklaşmaya başlamıştı. Her zaman olduğu gibi doktora görünmek tekliflerini "acil" kapısından gece yarısı yapmaya meraklı olduğumdan gerekli süre öteledikten sonra, pijamalarımızla kalkıp sonunda o kırmızı yazılı, kalabalık, iniltili kapıdan giriverdik. Eski zamanların aksine, bir çırpıda rötgenimizi çekip, yeniyetme doktor Barış'la karşı karışıya geldik. Neyim olduğumu sorduğunda "başıma pencere düştü" demek, kulağa biraz komik geldiğinden gayri ciddi bir doktor-hasta dialoğu başlamış oldu ve sonunda Dr. Barış, hiçbir şeyim olmadığını ve gözümdeki ağrının da, başıma bir şey düşmüş olmasının yarattığı sıkıntı ve stresten kaynaklanmış olabileceğini, hastane koridorlarına aykırı bir neşe ve gülümse içinde dile getirdi. Ben Dr. Barış'a inat, beynimi kanatırım kanatmasına ama kaç aydır saçlarımı uzatıyorum,ameliyat falan icap eder, kıyarlar saçlarıma, güzelim gelinliğime ayıp olur kısa gelin saçı, lüzumu yok. Neyse lafı yine çok uzattım. Diyeceğim vasiyetnamemi yazmaya karar verdim. Üzerinde düşünmem lazım. Ama dün aklıma gelenleri hemen yazıya dökmem lazım.

Yazacaklarım olur da günün birinde çocuğum olana kadar geçerlidir.
-Beni seven herkesten en büyük isteğim, Çiko'yu çok sevmeleridir. Beni sevdikleri gibionu sevsinler. Sevgilim onu asla yalnız bırakmasın, sabahları benim kadar olmasa da, akşamları gezdirdiğinden daha çok gezdirsin, dşarıda çimenlerde koştursun mümkün oldukça ve top oynasın onunla. Arkadaşlarım, ailem benim için zaman zaman Çiko'ya bisküvi getirsin.
- Zıpır'ı kuzenim A.'ya bırakıyorum. O da günün birinde kızına bıraksın. Ayrıca gelinliğimi de ona bırakıyorum. Her ne kadar asla ihtiyacı olmadığına inansa da, bir gün benim yerime veya benden sonra güzel günleri olacağına inancını korusun diye.
-Kıyafetlerimi, eşyalarımı, bana ait hiçbir şeyi ne olur yabancılara dağıtmasınlar. Adettendir dense de, bana göre çok saçma bir adet ve benim gibi nesnelere bağlanan biri için çok acı. Aralarında paylaşsınlar, kullanabileceklerini de kullansınlar.

Şimidlik bu kadar yeter, aklıma geldikçe yazarım, içim acıdı. Siz siz olun karşıdan karşıya geçerken sağınıza solunuza iyi bakın, terli terli su içmeyin, sigarayı bırakın, bol bol yeşillik yiyin. !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails