26 Ağustos 2010 Perşembe

haftanın filmleri


Yalanın henüz insan kalbine ve beynine musallat olmadığı bir başka dünyada, başarısız, çirkin ve "loser" olarak sıfatlandırılan Mark, işinden kovulduğu ve evinden atıldığı bir gün, bankada kalan son 300 dolarını çekmek için bankaya gittiğinde sistem arızası sebebi ile kaç lirası olduğu görülemeyip kendisine sorulduğunda,  birden 800 doları olduğunu söyleyiverir. Bankadan elinde 800 dolarla çıkan Mark, yalanı keşfetmiştir ve artık hayatı değişecektir.

İlk yarım saatinde hayatımın filmlerinden bir olmaya aday görünen film, süper konusuna rağmen konuyu aşka kaydırınca benim açımdan favoriler olma konusunda şansını kaybetmiş olsa da, izlemeye değer, eğlenceli bir film. Tavsiye edilir.


Boşanmış çiftin yolları, ödül avcısı Boyd'un eski eşi Nicolê'un işi gereği peşine düşmesiyle tekrar çakışır. Koşuşturma, didişme derken elbette yakınlaşmalar da olur. Alıp izlemeye değmeyecek ama TV'de karşılaşırsanız izlyebileceğiniz sıradan bir komedi filmi.




Yıllar önce seyrettiğim filmi , 2.kez izlememe rağmen yine aynı keyfi aldım.Hayvan davranışlarını inceleyen Ethan Powell, bir süre sonra gorillerle yaşamaya başlar. Ancak bir gün ormana giren avcılar tarafından goriller öldürülür ve Ethan onları korumak için mücadele eder ama başarılı olamaz. Koruma esnasında insanları öldürğü iddiası ile hapishaneye giren Ethan'ı, hapisten çıkarmak isteyen Dr. Coulder Ethan'la seanslara başlayacaktır.

Imdb puanı 6.2 olan film bence en az 7.5 puanı hakediyor. Hala izlemediyseniz mutlaka izleyin.



2010 En İyi Erkek Oyuncu ödülünü filmdeki Bad Blake filmi ile alan Jeff Bridges'in ödülü haketmiş olduğuna kesinlikle katılıyorum. Oyuncu şöhretinin son demlerindeki Country müzik şarkısıcısı Bad Blake'i canlandırmamış adeta kendisi olmuş. Ayrıca filmde çalınan müzikler tam zamanında ve kıvamında tutulmuş.

Konusu itibarıyle sevgilimin The Wrestler'a çok benzettiği (ben izlemedim) filmde Bad Blake artık ayırt etmeden her mekanda çalan, parasız ve alkolik bir adamdır. Çaldığı barlardan birinde kendisiyle röportaj yapmak isteyen Jean  ile yakınlaşır.

Filmde genelde yakın çekim var. Kamera sürekli olarak Bad Blake'in üzerinde. Ve Bad Blake hiçbir sahnede Jeff Bridges olmuyor. Süper karakter sıradan ama  sıkıcı olmayan bir hikaye.
Tavsiye edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails